arkeoloji_dunyasi
Eşrefoğlu Camii,
Bu muhteşem ahşap yapıda çivi, vida benzeri metal bağlantılara gerek duyulmamış, tamamen geçme/kakmatekniği kullanılmıştır.
Caminin ortasında dörtköşe 4-5 metre derinlikte bir çukur bulunmaktadır.
Bu çukurun üzerinde bir açıklık var.
Kışın yağan kar küreklerle bu açıklıktan çukura atılıyormuş.
Bunun yanında bahar başlarken yakın dağlardan kağnılarla kar ve buz taşıyıp buraya doldurulur insanlar yaz sıcaklarında bile serin bir ortamda ibadet edebilirlermiş.
Sadece serinleme amacıyla kullanılmıyor.
Eşrefoğlu Camii’nin yapımında Toroslar’ın eteklerindeki sedir ağaçları kullanılmış.
Tarihi mekandaki sütun ve kirişler komple sedir ağacından yapılmış.
Rivayete göre, o yıllarda bu ağaçlar kesilerek, yaklaşık 5 ay Beyşehir Gölü’ne bırakılıyor, ıslatılıyor ve ardından fırınlanıyor.
Ağaçlar betonlaşıp sertleştikten sonra bu keresteler caminin inşasında kullanılıyor.
Gemi gövdesinin yapımında da kullanılan bu kerestelerin belli bir nem ve rutubete ihtiyacı olması nedeniyle, o yıllarda caminin içerisine bir kar deposu yapılması düşünülmüş ve ardından bu sistem hayata geçirilmiş.
Yazın kar ve buz yığınları yavaş yavaş erir. Böylece su buharı ahşabı besler.
Kuyunun üzerine denk gelen tavan kısmı açık olarak inşa edilmiş olduğunu söylemiştim.
Bunun üzerini cam ile kapatmışlardı.
Üzerinin kapatılıp devre dışı bırakılmasıyla, mekanda ağaç sütun ve kirişlerin çürümeye yüz tutmaya başladığını okumuştum, şu an ne durumda bilmiyorum.
Konya Beyşehir’de bulunan camii.
Bu muhteşem ahşap yapıda çivi, vida benzeri metal bağlantılara gerek duyulmamış, tamamen geçme/kakmatekniği kullanılmıştır.
Caminin ortasında dörtköşe 4-5 metre derinlikte bir çukur bulunmaktadır.
Bu çukurun üzerinde bir açıklık var.
Kışın yağan kar küreklerle bu açıklıktan çukura atılıyormuş.
Bunun yanında bahar başlarken yakın dağlardan kağnılarla kar ve buz taşıyıp buraya doldurulur insanlar yaz sıcaklarında bile serin bir ortamda ibadet edebilirlermiş.
Sadece serinleme amacıyla kullanılmıyor.
Eşrefoğlu Camii’nin yapımında Toroslar’ın eteklerindeki sedir ağaçları kullanılmış.
Tarihi mekandaki sütun ve kirişler komple sedir ağacından yapılmış.
Rivayete göre, o yıllarda bu ağaçlar kesilerek, yaklaşık 5 ay Beyşehir Gölü’ne bırakılıyor, ıslatılıyor ve ardından fırınlanıyor.
Ağaçlar betonlaşıp sertleştikten sonra bu keresteler caminin inşasında kullanılıyor.
Gemi gövdesinin yapımında da kullanılan bu kerestelerin belli bir nem ve rutubete ihtiyacı olması nedeniyle, o yıllarda caminin içerisine bir kar deposu yapılması düşünülmüş ve ardından bu sistem hayata geçirilmiş.
Yazın kar ve buz yığınları yavaş yavaş erir. Böylece su buharı ahşabı besler.
Kuyunun üzerine denk gelen tavan kısmı açık olarak inşa edilmiş olduğunu söylemiştim.
Bunun üzerini cam ile kapatmışlardı.
Üzerinin kapatılıp devre dışı bırakılmasıyla, mekanda ağaç sütun ve kirişlerin çürümeye yüz tutmaya başladığını okumuştum, şu an ne durumda bilmiyorum.
Konya Beyşehir’de bulunan camii.
kubra_grgn
1 ay önce gidip inceleme fırsatım oldu maalesef iyi korunmuyor. Orayı bekleyen bir görevli bile yok. zamanında yapılan çini ve kalem işi restorasyonu içler acısı.
Ortasındaki havuz halen sağlam, ahşaplar için gerekli nemi oraya su doldurarak sağlamak varken boş duruyor.
1 ay önce gidip inceleme fırsatım oldu maalesef iyi korunmuyor. Orayı bekleyen bir görevli bile yok. zamanında yapılan çini ve kalem işi restorasyonu içler acısı.
Ortasındaki havuz halen sağlam, ahşaplar için gerekli nemi oraya su doldurarak sağlamak varken boş duruyor.
Kaynak: Arkeoloji Dünyası
