Karşıyaka’nın simgesi; Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı inşaatında neler oluyor

KARŞIYAKA’NIN SİMGESİ, ATATÜRK, ANNESİ VE KADIN HAKLARI ANITI İNŞAATI HAKKINDA SON DURUM:
ŞANTİYE ŞEFİ ÇAĞIN ÇAKIR’IN ANLATTIKLARI

Karşıyakalılar bilir de, bilmeyenler için ön hatırlatma yaparak başlayayım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın kabri, Karşıyaka’dadır. Biz kendisine Zübeyde Hanım yerine Zübeyde Ana ya da Zübeyde Anne diye hitap etmeyi tercih ederiz.

Cumhuriyetin 50. Yıl kuruluş yıldönümü için 1972’de projesi başlayan, 1973 yılında da inşaatı biten anıt, Karşıyaka’nın simgesidir. Adı da, Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı’dır. Anıtın bulunduğu meydanın adı da Anayasa Meydanıdır.

Anıtın ve Prof.Dr. Tamer Başoğlu’nun yaptığı anıtı çevreleyen rölyefin sanatsal değeri ve anlamı etkileyicidir. Üzerinde Mustafa Kemal Atatürk, annesi Zübeyde Hanım, İstiklal Savaşında mermi taşıyan Türk Anası, Cumhuriyet ve Demokrasi ile başlayan seçme, seçilme ve her dalda yetişen ve uğraş veren Türk Kadınlarını simgeleyen kabartma figürler vardır. Ama anıtın en önemli özelliği, sadece devlet ya da belediye bütçesi ile yapılmayıp Karşıyakalıların, özellikle Karşıyakalı öğrencilerin, harçlıklarından artırdığı katkılarla yapılmış olmasıdır. Gayet iyi hatırlıyorum. O zaman ben de orta okul öğrencisiydim ve harçlığımdan biriktirdiğim para ile katkıda bulunmuştum.

Hemen deniz kıyısında bulunan anıt, daha sonraki yıllarda Karşıyaka Belediyesi’nin de simgesi oldu. Ancak o zamanki inşaat teknolojisi, harçta deniz kumu kullanımı, boya teknolojisinin eskiliği gibi nedenlerle,beton ve betonu tutan demirlerde çürüme, rölyefte aşınmalar başladı.

ANITIMIZ BÜYÜK TARTIŞMALARLA YIKILDI

Bunun üzerine, Karşıyaka Belediyesi, anıtı onarmak yerine yıkıp yeniden daha büyük yapılmasına karar verdi. Üzerindeki rölyef söküldü ve yıkım başladı. Açıkçası, anıta dozerler darbeleri vurduğunda, birçok Karşıyakalı gibi benim de içim acıdı.

Bazı arkadaşlarımız, “O anıt, bizim artırdığımız harçlıklarla yapıldı, yıkılamaz. Restore edilmelidir” tezini öne sürdü. İlk başlarda ben de öyle düşünüyordum ama daha sonra inşaat mühendisi arkadaşlarımızın, anıtta demir ve betonun artık işlevini yerine getiremediğini, yıkılıp yeniden yapılmasının daha doğru olacağını söyleyince, ben de onların uzmanlığına güvenip yıkılıp yeniden yapılsın diyenler tarafında yer aldım.

Ancak anıtın inşaatı, bir türlü söz verilen tarihe yetişmiyor, sürekli inşaatın bitişi gecikiyordu.9 Eylül 2017’de bitmesi planlanan anıt, Mart’ın 12’sine gelmemize rağmen hala devam ediyordu.

Karşıyaka Erkek Lisesi’nden büyüğüm, daha sonraki yıllarda Şemikler Lisesi Müdürü, ardından Karşıyaka Milli Eğitim Müdürlüğü yapan, şimdi de Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi olan değerli eğitimcimiz Muammer Gezginci abimiz ile karşılaştık ve birlikte Anıt’a, şantiyeye ziyarete gittik, bilgi aldık.

ŞANTİYE ŞEFİNİN BİZE ANLATTIKLARI

Şantiye Müdürü Çağın Çakır… Anıt inşaatını üstlenen Günçe Şirketi’nin şantiye şefi. Doğma büyüme Karşıyakalı..
Gecikmenin nedenini, gecikme hakkında ortaya atılan, deniz dolgusundaki çökme iddialarını, anıtın son durumunu ve anıtın ne zaman biteceğini sorduk. İşte bize verdiği cevaplar:

“Anıtımızın bulunduğu alanda, yıllar önce yapılan deniz dolgusunun eksik yapıldığı ortaya çıktı. Bu nedenle, Ankara’dan yeni izinler alınmasına gerek kalmadan iki bin metrekarelik bir alanın doldurulması hukuken mümkündü. Bunun yapılması için Büyükşehir Belediyesine başvurduk. Bu dolgu nedeniyle, yaklaşık 2.5 aylık bir zaman kaybı oldu. Ama anıtın bulunduğu tören alanı da yaklaşık 4 bin metrekareden 6600 metrekareye yükseldi. Ayrıca tam inşaata başlarken yapılan itirazlar nedeniyle Yüksek Anıtlar Kurulu, projeyi inceleceğini söyleyip inşaatı durdu. Bu fazla uzun sürmedi ve üç hafta sonra izin geldi. Bu nedenle yaklaşık 3.5 aylık gecikmemiz var. Ancak bu gecikme, başlayan yağmur mevsimi nedeniyle, anıtın dış cephe boyasında gecikmelere yol açtı. Esas sorun buradan kaynaklandı.

Dolgunun denize doğru çökmesi iddialarına gelince. Böyle bir şey yok. Bu bir şehir efsanesi… 30 metre derinliğinde, 60 cm çapında 75 adet kazık çaktık. Bu kazıkların üzerine de, 1.5 metre Radyal temel attık. Şöyle söyleyebilirim. İçinde insanların yaşadığı, Bostanlı’da, Mavişehir’de dolgu alanlarındaki bina güvenliğine ne kadar özen gösterildiyse, burada da en az o kadar, belki de fazlası özen gösterildi.”

BOYA ÇOK ÖNEMLİ…

Özellikle deniz kenarında rutubet ve deniz tuzuna karşı dayanıklılık bakımından, boya konusu çok önemli. Bu konuda Şantiye Şefi Çağın Çakır’ın anlattıklarını dinlerken, gerçekten içim çok rahat etti.

Ben 30 yılı aşkın denizciyim. Bu süre içinde sadece 5 yıl fiber tekne, gerisinde 25 yıl boyunca ahşap tekne kullandım. Denizde ahşap bir teknenin boyası çok önemlidir. Çağan Çakır’ı dinlerken, anıtın dış cephe boyasının tıpkı ahşap bir tekne boyar gibi özenle boyandığını öğrenince hem gecikme için ikna oldum, hem de yapılan işin iyi yapıldığına kanaat getirdim. (Gerçi iyi yapılıp yapılmadığını zaman gösterecek ama bendeki ilk izlenim bu…)

SÜTUNLAR NASIL BOYANDI?

Bu iş kireç badana yapılır gibi yapılmıyor. Sütunların üzerinde 7 kat uygulama var. Kullanılan malzeme, rutubete dayanıklı akrilik bazlı malzeme. Zaten boya firması 20 yıl garanti vermiş. Birinci katta sıva var. Bu işin en kolayı. Sıvayı atıyorsunuz ve kurumasını bekliyorsunuz. Ondan sonra ince işler başlıyor. Ardından iki kat macun atılıyor. En zor ve meşakkatli iş macun. Bir kat macunu atıyorsunuz. Kurumasını bekliyorsunuz. Bu arada sadece yağmurun olmaması yetmez, havada rutubet de yüksek olmayacak. Birinci kat macun bittikten sonra zımpara faslı başlıyor. Bu öyle makine ile yapılan zımpara değil. Bizim tekneleri boyadığımız gibi elle zımparalanıyor, zemin pürüzsüz, cillop gibi hale geliyor. O kadar alanın elle zımparalanması, haliyle zaman alıyor. Bu işlem bittikten sonra ikinci kat macun, kuruma süresi ve yine elle zımpara. İki kat macundan sonra iki kat astar çekiliyor. Onda da yine kurumayı bekleme ve elle ince zımpara işlemi…İki kat astardan sonra da, iki kat boya… Toplam 7 sütunda 7 kat uygulama…Rölyefin hizasından, sütunların tepesine kadar olan bölümün boya işi bitmiş. Bir haftaya kadar iskeleyi sökeceklermiş. Geriye, rölyefin kumlaması, boyanması, rölyef altında kalan sütunların boyanması işi kalmış. Yağmur ve rutubet çok olmazsa 21 Nisan’a teslim edeceklerini söylüyor.

Anıt inşaatını yapan firmanın şantiye şefinin anlattıkları bunlar. Yeni Anıt’ımız, eskisinin 2.5 katı büyüklüğünde olacak. Yüksekliği 17 metreden 42.5 metreye çıkacak. Oturduğu zemin de, eski anıta göre 2.5 kat daha büyük olacak. Anayasa Meydanı’ndaki tören alanı da yaklaşık 6.5 dönümü bulacak. Burada değişik etkinlikler, törenler ve konserler düzenlenecek. Güneş battıktan sonra özel günlerde özel ışık efektleri uygulanacak. Eskiden anıtın sütunları arası boştu. Burası yaklaşık 200 metrekarelik kapalı mekan haline gelecek. Zübeyde Hanım ve Kadın Hakları ile ilgili bilgi ve objelerin olduğu küçük bir müze haline gelecek…

Benim öğrendiklerim bu kadar. Dilerim, yağmurlar ve meteorolojik şartlar aksilik çıkarmaz ve müteahhit firma 21 Nisan’a yetiştirir. Tüm ulusal bayramları, uzun yıllardan beri, devlet protokolünün şişirmesi olmadan, içinden geldiği gibi coşkuyla kutlayan biz Karşıyakalılar 23 Nisan’ımızı Anıt’ımızın yenilenmiş yerinde kutlarız. Bu yenileme işinin mali portresi de şu: Anıtın ihale bedeli 6 milyon 850 bin lira… İller Bankası kredisi ile yapılıyor.

Meriç Köyatası