İstanbul neden dünyanın merkezidir? Sultanahmet’teki Million Taşı’nın gizemi.. Faik Kaptan yazdı

milion taşı

MİLLİON TAŞI
BU HAZİNENİN KIYMETİNİ BİLELİM.
SİZLER NE İŞ YAPARSINIZ BEYLER?
Sultanahmet semtinde tam 10 yıl oturdum. Kiracı olarak Clodfarer’de bir teras katına evlendim. Çocuklarım orada büyüdü. İzin günlerimde tarihi meydanda onlarla gezer meydan hakkında her seferinde yeni şeyler öğrenirdim.
Bir gün Yerebatan Sarayının yanından geçerken bu taş dikkatimi çekti. Orada bulunan bir simitçi merakımı anlamış kı bana, “ Abi dünyanın merkezi aha burası” dedi.
Bana bunu bir simitçi söyledi. Taşın altında “Million Taşı” yazıyordu.
Güldüm geçtim. O zamanlar Google yoktu. Pek de merak etmedim. Ne zaman ki geçenlerde bu taşın fotoğrafını gördüm işte 40 yıl önceki merakım depreşti. Ve Million Taşı ile tekrar tanıştım.
MÜTHİŞ HİKAYE.
“Her Yol Roma’ya Çıkar” sözü. O bildiğiniz Roma için değil işte bu taşın bulunduğu yer olan İstanbul için söylenmiş.
Ünlü imparator Constantin İstanbul’u Doğu Roma İmparatorluğunun merkezi olarak seçmiş. Yani kendi koyduğu adla “Costantinapolis”i.
Constantin İstanbul’u Roma imparatorluğunun başkenti yapmak için şehri yeniden inşa etmeye başlar. Büyük saray, senato sarayı gibi saraylar, Aya İrini, Kutsal Havariler gibi kiliseler, Çemberlitaş gibi anıtlar, hipodrom gibi yapılar inşa eder. Yeni meydanlar açar ve altı yıl süren bu hummalı çalışmalar ardından 11 Mayıs 330 yılında İstanbul’u Yeni Roma İmparatorluğunun başkenti ilan olarak eder.
KUTSAL KENT.
Şehir henüz kurulurken Mimar Leontius, kenti dünyanın merkezi haline getirmeyi planlar. İmparatorluğun gücü büyüktü ama şehre aynı zamanda bir kutsallık gerekliydi. Leontius bu durumu çözmek için İmparator Constantin’den Kudüs’te bulunan, İsa Peygamberin dokunduğuna inanılan Milion Taşını şehre getirmesini ister.
Taş Kudüs’ten getirilir ve şu an Ayasofya olan o zamanın yıkıntı halinde bulunan bir tapınağın karşısına dikilir. Taşın olduğu yer artık dünyanın sıfır noktasıdır. Tüm ölçümler buradan yapılır. Mesafeler buradan başlar, tüm yolların haritaları buradan temin edilir. Böylece Yeni Roma dünyanın yeni başkenti olur. Artık bütün yollar İstanbul’a yani Yeni Roma’ya çıkar.
0 NOKTASIDIR.
Millienyum Taşı yeni yerine yerleştirildikten sonra ileri tarihlerde meridyenlerin kesişme noktası olan, 0 noktası olarak belirlenir.
Örneğin, Romalıların Bakırköy’e Hebdomon (Grekçe “yedi”) adını vermelerinin sebebi, Milyon Taşı’na 7 mil uzaklıkta olmasındandır.
Milyon Taşı, İstanbul’da Yerebatan Sarnıcı’nın giriş kısmının yakınındadır. Bugüne kadar birçok kişinin, (Benim gibi) fark etmeden yanından geçtiği bu taş, tarihi bir özellik taşır. 4. yüzyılda Roma İmparatoru I. Constantinus tarafından dikildiği kabul edilen taş, İstanbul’a ulaşan Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünyadaki diğer şehirlerin İstanbul’a olan uzaklıklarının hesaplanmasında da kullanılan sıfır noktasıdır. Bu sıfır noktası daha sonra Ayasofya’nın kubbesi olarak işaretlenir.
1884 yılına kadar sıfır meridyeninin Milyon Taşı’nın bulunduğu İstanbul’dan geçtiği kabul edilirdi. Dolayısıyla dünyada birçok ülke saatlerini İstanbul’a göre ayarlardı. Hatta haritalar bu nokta esas alınarak hazırlanır ve yönler buraya göre bulunurdu. 1884’te Washington’da düzenlenen Uluslararası Meridyen Kongresi’nde başlangıç meridyeninin konumu İstanbul’dan Greenwich’e taşınır.
Dünyadaki bazı şehirlerin Milyon Taşı’na uzaklıkları ise şöyledir:
Lefkoşa – 1846 km. Bakü – 1756 km. Moskova – 1757 km. Mekke – 2407 km. Berlin – 1740 km. Amsterdam – 2214 km. Tahran – 2040 km. Roma – 1377 km. Paris – 2258 km. Şam – 1488 km. Tokyo – 8954 km. Londra – 2502 km.
HANİ TÜRK ASKERİ GEÇEMEYECEKTİ.
Tarihçiler bir de şu efsaneyi yazarlar; Söz konusu Romalılar ve İstanbul olunca efsane de eksik olmuyor. Milyon Taşı efsanelerinden birisi de şudur:
Romalıların inancına göre Milyon Taşı’ndan öteye tek bir düşman askeri dahi geçemeyecekmiş. O sınırı aşan herkes, bir melek tarafından orada öldürülecekmiş…
Aslında bu efsanenin temeli galiba mitolojiye dayanıyor. Şöyle ki: Milyon Anıtı aslında bir tapınak olarak yapılmış. Kudüs’te olduğu dönemde İsa Peygamber’de eli ile kutsamış. Yunan mitolojisine göre işte bu kutsal taşın öteki tarafına hiçbir düşman askeri geçemezmiş. Geçmek isteyen düşman askerlerini de gökten inen melekler yok edeceklerdir.
Fakat 1453 yılının 29 Mayıs’ın da Fatih Sultan Mehmet Han’ın askerleri Milyon Taşı’nın ötesine geçerken efsane vuku bulmadı ve İstanbul her iki tarihte de düştü…
Hatta Türk askeri öteki tarafa geçerken önce merakla pencerelerden ve surlardan baktılar. Baktılar ki efsane yıkıldı, ondan sonra alkışlamaya başladılar.
KUDRÜS’TE OLSA YAHUDİLER BÜTÜN HRİSTİYAN ALEMİNİ GETİRİRDİ.
İşte dostlar şimdi kendi halinde olan ve Hristiyan inancına göre kutsal olan bu taş, boynu bükük halde Yerebatan Sarayının yanında Ayasofya’ya doğru bakıyor.
Bu taşın Kudüs’te eski yerinde olduğunu düşünebiliyor musunuz? Yemin ediyorum Yahudiler bu Millienyum Taşı’nı öyle bir pazarlarlardı ki biz de oturur seyrederdik. Şimdi Kudüs’te katliam yapan, çoluk, çocuk demeden öldüren bu katiller zaten Kudüs’ün parsasını topluyorlar. Her üç dinin ziyaretçilerden her yıl milyonlarca dolar döviz gelir elde ediyorlar.
Ama biz ne yapıyoruz? Elimizdeki bu zenginlikleri ağzı açık ayran budalaları gibi seyrediyoruz.
Not: Ben biraz inceledim bu taşı yazdım. Bir öğrendim ki İstanbul’da bunun gibi 27 adet daha taş varmış. Sizler ne iş yaparsınız ilgili beyler?

milion taşı
milion taşı