Güle güle Arap Tahir…

Biz ona aramızda “Arap” derdik. Kavruk tenliydi. Güler yüzlüydü ama anadan yanıktı. Pek anlatmak istemezdi. Bir sohbette söylemişti. Annesini çok küçük kaybetmiş, babası da onu o halde köyde yaşlı bir kadına teslim etmiş terk edip gitmişti.
Tahir Yaman’ın mücadelesi işte böyle başladı. Ergenlik çağına gelince kendisine büyüten yaşlı kadının ellerini öpüp tahta bavuluyla İstanbul’a geldi. İnanılmaz bir yaşam mücadelesi. O haberleri yapıp fotoğraflarını çektiği filmler onun yaşamında hikaye kalırdı.
Bir gün bile sızlanmadı. Kaşlarının çatık olduğu hiç görülmedi. Kimleri zirveye çıkarmadı ki. Hürriyet’te çalıştığı bir gün hiç unutmam Kelebek Gazetesi tamamen onun haberleriyle doluydu. Ama o Hürriyet onun yaşamını yitirdiğini tek sütun bile vermedi.
Dün çok sevdiği kızının kolunda yürürken hayata son noktayı koydu. Son günlerinde hastaneler mekanı olmuştu. Magazin gazeteciliğinin gerçek emekçisiydi.
Nur içinde yat Arap Tahir. Tüm haklarımız sana helal olsun. Allah’ın rahmeti üstünden eksik olmasın.
“ Bu fotoğrafı geçtiğimiz yıl bir arkadaşının daveti üzerine yılbaşı geçirmek için Roma’ya giderken havalimanında bize uğradığı zaman çektirdik. Ayağı kırıktı ve alçılıydı. Zor yürüyordu. Bize “ Çok eski arkadaşım. Onu kıramam. Yılbaşında beraber olacağız” dedi.
Öteki fotoğraf ise kendi facebook sayfasından aldım. 10 gün önce koymuş. İçine mi doğdu ne?

Faik Kaptan