“Allah Kadını Yarattı – Devrimi Kadınlar Yapar” kitabının yazarı ünlü gazeteci Yaşar Gürsoy’dan “Bir kadın güleç / bir kadın moskof / bir kadın ana..” şiiri

bir kadın, güleç.
bir kadın, moskof.
bir kadın, ana.
bir kadın, yavrusuyla.
bir kadın, orta yaş.
bir kadın, kendinle.
bir kadın, gelecek derdinde.
bir kadın, pejmürde.
bir kadın, bitik.
bir kadın, biricik.
bir kadın, anlık sevda.
bir kadın, şerefli.
bir kadın, beklemede.
bir kadın, şefkat.
bir kadın; KADIN!.

Adam, adem…
Yazan, göz tanığı…

Yaşar Gürsoy
1 Ekim 2018
Pazartesi
Çanakkale
(Gözlem; erkek olanı da gelir)

Yaşar Gürsoy “Allah Kadını Yarattı” ile raflarda

Gazeteci, yazar Yaşar Gürsoy araştırma kitabı “Allah Kadını Yarattı – Devrimi Kadınlar Yapar” raflarda yerini aldı. Türkiye’nin ilklerine imza atan kadınları konu eden kitap hayli ilgi çekici.
“Fikriye Hanım’la Atatürk’ün kaldıkları oda ne kadar yakındı?”,
“Kadınlar bacaklarını kömürle neden boyadı?”
,
“İsmet İnönü Zerrin Özer’i nasıl keşfetti?” gibi ilgi çekici soruların cevapları yer alıyor.

“Ben kadınların erkeklerden daha üstün varlıklar olduklarını düşünüyorum o nedenle öncelikle kadınları anlatmayı seçtim” diyen Yaşar Gürsoy, kitabın önsözünde doğmamış kızına yazdığı mektuba yer vermiş.
Kitabı özellikle genç erkeklerin okuması gerektiğini belirten Gürsoy “Çünkü güçlü kadınlar hakkında bilgi edinirler ve güçlü bir kadınla beraber olmayı becerebilirlerse bu onları da güçlü kılar.”

Kitaptan bazı ayrıntılar:

Çanakkale’de keskin nişancı kadınlar

Çanakkale’deki keskin nişancı Türk kadınını anlatan bir Anzak askerinin mektubu yer alıyor.
Avustralyalı piyade er J.C Davies, annesine yazdığı mektupta Türk keskin nişancı kadını şöyle anlatıyor:
“18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu.
Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu.
Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm.
Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı…
Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı’’.

Fikriye Hanım ve Atatürk

Fikriye Hanım’la ilgili anlatılan şu cümleler de dikkat çekici:
 “En zorlu zamanlarda bir erkek kıyafetine bürünerek İstanbul’dan Ankara’ya gelmeyi göze almıştı. (…)
‘Paşanın bulunduğu karargâh 35-40 kişilikti.
Fikriye Hanım gelene kadar aralarında Mustafa Kemal Paşa’nın da bulunduğu o kadar kişi aynı karavanadan yemek yiyor, çamaşırları ise Musevi bir kadın tarafından yıkanıyordu.
Ama Fikriye Hanım’ın elinin değmesiyle binada bir anda her şey düzene girmeye başlamıştı. Yattığı oda paşanın hemen yanındaki odaydı.”

İlk Türk Müslüman kadın oyuncu Afife Jale’nin çile dolu yaşamına da yer verilmiş kitapta.
Hayatını kaybettiğinde 39 yaşında olan o cesur kadının cenazesine katılanların sayısı bir elin parmakları kadar bile değildi. Gürsoy bu olayı şu sözlerle anlatıyor:
“Mezarlıkta, sadece 4 kişilik bir cenaze töreni var. Üç beş saat önce yaşamı hastanede noktalanan bu 39 yıllık cansız beden Afife Jale’ye ait.
Bir tiyatro oyuncusu. Ama ‘herhangi biri’ değil.
Tehditlere, aile ve polis baskısına, ağır hakaretlere aldırmadan doğru bildiği yoldan sapmayan cesur bir insan… Yapayalnız bir eroinman olarak hayata akıl hastanesinde veda etti.
Onu o gün uğurlamayan kalabalıklar, verdiği mücadelenin önemini sonradan anladılar’’.

Kitaptaki bazı portreler:

-İlk kadın öğretmen Refet Angın
-İlk kadın muhtar Gül Esin
-İlk kadın milletvekili Hatı Çırpan
-İlk hostes Adile Tuğrul
-Paraşütle atlayan ilk Türk kadını Yıldız Uçman
-İlk sosyalist feminist yazar Zabel Esayan
-FİFA kokartlı ilk kadın hakem Lale Orta
-Manş Denizi’ni yüzerek geçen Nesrin Olgun Arslan
-Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı Tansu Penbe Çiller
-Eurovision birincisi Sertap Erener
-Türkiye’nin ilk Kürt senaryo yazarı Evrim Alataş