Şenol Hoca’nın haklı istekleri ve satır aralarına gizlenen 3 gerçek..

Şenol Güneş Orhan Can

senol-gunes

Beşiktaş’ın başarılı Teknik Direktörü Şenol Güneş birçok konuya parmak bastı ama..

Ancak, Beşiktaş’ın transfer ve Şampiyonlar Ligi konusunda bir plan ve programının olmadığı da ortaya çıktı.. Şenol Güneş önceki gün yaptığı açıklamaların yönetimi kızdırdığı -üzdüğü– için ortaya çıkan tablonun yumuşatılması amacıyla basın toplantısı düzenledi. Üzülen ‘Başkana’ mis gibi “çiçekler” sunulsa da satır aralarındaki gerçeklerin üstü bir kez daha “açıldı”...
“Durum Düzeltme Toplantısı” adı verilebilecek toplantıda, şu 3 başlık, üstü örtülmüş gerçekler olarak yeniden varlığını belli ediyordu.

1- Beşiktaş’ın 1 Türk 1 yabancı kalecisi varken bir yabancı daha alınmıştı. Yani 2 yabancı 1 Türk kaleci olmuştu. Ancak “Minik” bir sorun vardı.  2 Yabancı ile sahaya çıkılamayacağı için ilk onbirde 1 Türk 1 yabancı olacaktı. Tolga’nın sakatlanması ya da kadro dışı kalması durumunda bile 1 yabancı 1 Türk olacak. Yabancı 1. kalecinin yanına Utku ya da diğer genç kalecilerden birini kadroya alacak.
Boyko ve Fabri aynı anda kadroda olamayacağına göre, neden bu paralar boşa harcandı….
Bu duruma düşüleceği hesaplanmadı mı..!? Belli ki hesaplanmamıştı..
Şenol Hoca kibarca şöyle diyordu bu konuda: Tolga Zengin’e bir şey olsa, yedek kaleci olarak alt yapıdan biriyle çıkacağız. Çünkü iki yabancı kaleciyi kadroya alamıyoruz…

2- Beşiktaş UEFA’ya 23 kişilik kadro bildirmek zorunda. Bunun 4 tanesi alt yapıdan, 4 tanesi de Türkiye’de yetişmiş olacak. Kural bu.. Beşiktaş  şimdilik bu kadroyu oluşturmakta zorlanıyor. Belli ki bu da hiç düşünülmemiş… Şenol Hoca bu konuda yöneltilen soruyu, “Evet, böyle bir sorunuz var. Mesela Serdar bu konuda yazabileceğimiz bir isimdi” diye yanıtlıyordu. Bu, Serdar’ın transferinde gönlünün olmadığını belli ederken, varolan başka bir gerçeği gizleyemiyordu. 23 kişilik kadroda kimler olacaktı…!?

“Giden gider kalan sağlar bizimdir” derken UEFA’nın bu “4-4 Kuralı” hiç düşünülmemişti.
Belki de bilmiyorlardı… Kim bilir…!?
Yani, transfer politikası yoktu…
Plan ve programın olmadığı ortaya çıkıyordu. satır aralarına gizlenen gerçekler buydu.
Bunun ismi aslında “Saldım çayıra Mevlam kayıra” idi…

3- Şenol Güneş her ne kadar “Ben çalışanım, karar vericiler yöneticilerdir, başkandır” dese de iyi niyetle yaptığı açıklamaların başka yöne çekildiğini anlatmaya çalışsa da, arkasından yaşadığı bir olayı esprili bir şekilde anlatması durumu bir kez daha ortaya koyuyordu.  Gülerek şöyle diyordu Şenol Hoca; “Levent’te yol üzerinde bir su satıcısı var. Her gördüğünde, ‘Hocam stoperle ve santrafor al.’ diye bağırıyor. O bile bunu söylüyor. Kendim için istemiyorum. Alalım da o da rahatlasın”…

“Başarılı kadronun korunmasından yanaydım”
“Ben, ‘Yönetim niye yapmadı?’ demedim
“Stoper konusunu halletmiş değiliz.”
Bu 3 cümle bile kendi başına çok şey anlatmıyor mu….

xxxx
Şenol Güneş’le toplantı sonrasındaki sohbette geçen Mario Gomez konusu da aşağıdaki gibidir:

Şenol Güneş: Bakın Gomez geri dönecek. Göreceksiniz…
OC: Orada mutsuz mu olacak…
Şenol Güneş: Aynen öyle. Devre arasında kendi gelmek isteyecek…

OC’den bugün de bu kadar anam babam..
En Kalbi Muhabbetlerimle…
Ben CAN; Orhan Can…

Kaynak: cumhuriyet.com.tr

senol

Şenol Hoca’nın basın toplantısındaki geniş açıklamaları şöyledir: (NOT: Kimse kıçından anlamasın)

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, son dönemde yaptığı bazı açıklamalarının yanlış anlaşıldığını söylerken, siyah-beyazlı kulüpteki görevine devam etmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.

BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde basın toplantısı düzenleyen Şenol Güneş, bazı açıklamalarının kulüp başkanı Fikret Orman’a yönelik olarak algılandığına dikkati çekerken, bundan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Geride kalan sezonu lig şampiyonu olarak tamamlamalarına karşın mevcut durumda kadrolarının yeterli olmadığını anlatan tecrübeli teknik adam, şunları söyledi:

“Bundan dolayı yönetimi suçlamıyorum. Bu bir eksiklik olabilir ve yönetim de çalışıyor. Fikri ben veriyorum, transferi onlar yapıyor. Herkes her şeyi bilemez. Biz çalışanız, onlar karar verenler. Önceki açıklamamda, yönetimin çok büyük gayreti olduğunu ve henüz netice alamadığımızı söylemiştim. Geçen sene de böyleydi. Olay hocanın istifasına, başkanın istifasına getirildi. Yok ya! Başka ne istiyorsunuz? Bu kadar basit mi. Fikirleri konuşmayacaksak, hiç konuşmayalım. Hiç toplantı yapmasaydım daha iyiymiş. Ne size yaradı, ne bana yaradı. Ben, kulübümü, takımımı, yönetimimi ve taraftarımı seviyorum. Takımımın başarısı için çalışıyorum. Bu sezon için de böyle olacak. Gitmemi isteyenlere söyleyeyim, en az 1 yıl daha buradayım. Kovsalar da gitmeyeceğim.”

Yaşanan durum nedeniyle hem üzgün hem de kızgın olduğunu vurgulayan Güneş, “Başkanı, yönetimi suçlayan biri hayatım boyunca olmadım, olmam da. Ben sadece durum tespiti yapmaya çalıştım. Bunun ardında atılan, ‘Güneş patlaması’, ‘Güneş, Ormanı yaktı’  gibi başlıklar bize uygun değil. Güneş de Orman da bize lazım. İhtiyacımız olan şeyleri yok etmeye çalışmayalım.” dedi.

Kulüp içinde kavga yaratmaya çalışanlara, böyle bir üslubunun olmadığını tekrar söylediğini aktaran siyah-beyazlı teknik adam, “Başkan bana ‘abi’ der ama o benim başkanım. Kimseye yalakalık da yapmam. Son yaptığım açıklamayı tekrar dinledim. Benim söylediklerimle bir gün sonra basına yansıyanların alakası yok. Çok dikkatli konuştuğum bir konu nasıl buralara getiriliyor anlamıyorum.” diye konuştu.

Transfer yapmaları konusunda Galatasaray’a bir suçlaması olmadığını belirten Güneş, “Onların takdiridir. Cezalarını ve ekonomik durumlarını da ben bilemem. Onlar transfer yaparken biz yapamıyorsak, bunda yönetimsel kararları vardır. Ben söyleyince, kavga unsuru olarak yansıtılmamalı.” şeklinde konuştu.

“Başarılı kadronun korunmasından yanaydım”

Geride kalan sezonu lig şampiyonu olarak tamamlayan kadronun korunması gerektiği fikrine sahip olduğunu anlatan Güneş, mevcut durumdan yönetimin de memnun olmadığını kaydetti.

Elde edilen şampiyonlukta herkesin emeği olduğuna dikkati çeken Güneş, “Başarılı kadronun korunmasından yanaydım. Eksiklerin tamamlanması gerektiğini düşünüyordum. Bu kadar başarı yakalayan oyuncuların gitmesini neden isteyeyim? Bu durum her takım için böyledir. Hesap sormak için söylemedim. Başkanımız Mario Gomez’in, Jose Sosa’nın gidişinden memnun mu? Oradan alıntılar yapılarak durumun başka boyutlara taşınmasını doğru bulmuyorum. İyi niyet, saygı ve güven en büyük gücümüz. Konuşmam beni veya yönetimi istifaya götürecekse, susmak daha iyi.” şeklinde konuştu.

Beşiktaş adının şampiyonluk için yeterli olduğunu dile getiren Şenol Güneş, “Bu sene yine şampiyonluğu kovalayacağız. Şampiyonlar Ligi’de gruptan çıkmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Sorun ve mazeret üretmeden yolumuza devam edeceğiz. Geçen sene de en büyük silahımız buydu.” ifadelerini kullandı.

– “Sosa’nın gitmesi planda yoktu”

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını alan Şenol Güneş, Jose Sosa’nın İtalyan ekibi Milan’a transerinin planlarında olmadığını vurguladı.

Sosa’nın Milan tercihini de doğru bulmadığını anlatan Güneş, şöyle konuştu:

“Sosa’nın gitmesi bizim planımızda yoktu. Bir kulüp talip oldu ve gitmek istedi. Milan şamiyonluk için oynuyor mu? Hayır. Oyuncumun, elde ettiği başarıyı Şampiyonlar Ligi’nde taçlandırmasını isterdim. Beni Barcelona istese, bu takımı bırakıp gitmeyi doğru bulmam. Kendisi gitti, geldi, sonra antrenmana bir çıktı, bir çıkmadı. Bu süreçte oynayıp belki Süper Kupa’da bana katkı verebilirdi. Mesleğine de saygıszılık. Mesela Milosevic, son güne kadar antrenmanına çıktı. Ben önce işimi yapar, öyle giderim. Gomes de iyi oyuncu, Sosa da. Ayrılmalarını istemezdim. Ben oyuncu olsam, gitmezdim. Kendine güveniyorsan, Şampiyonlar Ligi’nde oynarsın. Gideceğin takıma ne zaman istesen zaten gidersin.”

Takımda Oğuzhan Özyakup, Atiba Hutchinson ve Jose Sosa’nın takımın merkezini oluşturduğuna dikkati çeken tecrübeli çalıştırıcı, “Bir takım kolay oturmuyor. Yetenekleri daha iyi oyuncu da bulabilirsiniz ki var da bizde. Yeni bir oyuncuyu ister istemez denemek zorunda kalırsınız. Çok kaliteli bir isim alırsınız, olmayabilir. Önceden eldekileri kullanalım, yetmezse alalım diyorduk. Şimdi sağlam yeri bozduğunuzda sıkıntı. Bu eksiği eldekilerle kapatmaya çalışacağız, olmadı tranfser yapacağız. Burası bizim en sağlam yerimizdi. Başkan da uğraşıyor. Orta sahadaki durumumuz bu. Sosa bizim için iyi bir oyuncuydu ve gitmesi kayıptır.” diye konuştu.

Kendisinin teknik adamlık kariyerinde Trabzonspor, Bursaspor ve Beşiktaş’ta iyi oyuncularını kaybettiği dönem yaşadığını hatırlatan Güneş, “Sosa başarılı olmasaydı Milan’a gider miydi? Başarısız olsa burada kalırdı. Başarılı olması bana sorun yarattı şimdi. Futbolun tartışılması gereken konusu bu. Bunu Trabzonspor’da Burak Yılmaz’a da söylemiştim. Sözleşmesi gereği 5 milyon avroya serbest kalıyordu. İyi oynarsa gidecek, kötü oynarsa büyük paralarla orada kalacak. Her türlü zarar görüyorsunuz. Trabzonspor’da, Bursaspor’da ve burada kadro tutulabildi mi? Ülke futbolu nasıl kalkınacak. Devamlılık gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Transferde çok fazla müdahil olmadığı yönünde eleştiriler bulunduğunun aktarılması üzerine Güneş, “Para konusu kirli bir iş. Transfer işine ben girsem, bu kez de para aldı diyebilirler. Tartışılan konular bunlar. Sektör büyüdü ama kurumsal yapı büyümedi. Bizim başkanla ilişkimiz iyi gitti. Bir sorunumuz ok. Birbirimizin başarılı olmasını istiyoruz. Onun başarılı olmasını, ondan daha çok ben isterim. Fikir ayrılıklarımız olsa da bundan vazgeçmeyiz. Bir de kulübün sahibi patron olacak. Böyle dernekler kanuna göre olmayacak.” şeklinde görüş belirtti.

– “Başkanın üzüldüğünü biliyorum”

Basına yansıma şeklinden rahatsızlık duyduğu haberler sonrası kulüp başkanı Fikret Orman’la görüşüp görüşmediği sorusuna Güneş, “Transfer için görüştüm. Aslında hiç cevap vermek istemiyorum. Olay başka boyuta gelecek. Üzüldüğünü biliyorum. Benim başkanla sorunum yok.” yanıtını verirken, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz bir bütünüz. Tartışmaları doğru bulmuyorum. Vesile olduğum için de kızgın ve üzgünüm. Burada maç yapmıyoruz, birlikte iş yapıyoruz. Ben kulübe hizmet için buradayım. Ben, ‘Yönetim niye yapmadı?’ demedim ki. Kendimi de sorgulayarak konuştum. Transferlerin sezon başı bitmesi gerekir ve başkan da bunu ister ama olmadı.

Defanstaki sorunlarını hala gideremediklerini anlatan siyah-beyazlı çalıştırıcı, “Stoper konusunu halletmiş değiliz. Geçen seneden beri var ve devam ediyor. Elimizde oyuncumuz var ama bizim düşündüğümüz tipte birini daha almış değiliz. Her mevkinin de alternatifi olmasında yarar var.” görüşünü paylaştı.

– “Şampiyonlar Ligi”nde ezilmek istemiyoruz”

Takımının Süper Kupa’da Galatasaray’a karşı oynadığı futbolu olumlu bulsa da yeterli olmadığını dile getiren Güneş, özellikle zorlu Şampiyonlar Ligi maçları yapacaklarına dikkati çekti.

Ellerindeki kadronun, lig şampiyonu unvanına yakışır olmasını istediklerini belirten tecrübeli teknik adam, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şampiyonlar Ligi’nde ezilmek istemiyoruz. Sezon içinde Şampiyonlar Ligi oynayacağım, sonrasında derbi oynayacağım. Nasıl kaldıracağım?. Soru işaretleri var. Üç günde bir maç oynamak başka bir şey. Güçlü takımlara karşı üstü üste oynamak, devamlılıkta sıkıntı yaratabilir. Bazı oyuncuların yaşı itibarıyla da o tempodan nasıl çıkacağı önemli. Güçlü olmak zorundayız. Oyuncularıma da söylüyorum. Bu idmanı kaldıramıyorsan, bu maçları çıkaramazsın. Avrupa’nın en iyi takımlarıyla maç yapacağız. Onları zorlamak, geçmek istiyorum. Başka bir yarışın içine giriyoruz. Ülkemizi temsil edeceğiz. Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmaya çalışacağız. Ligde de şampiyonluk yarışı vereceğiz. Yeni başarılar için yeni düşünceler katmalıyız. Geçen sene başarılıydık ama bitti. Yeni bir sezon başlıyor.” 

Takım olarak mevcut bir düzenleri bulunduğunu anlatan Güneş, “Bayağı bir değişiklik oldu. Hücum ve gol atma becerisi yüksek olan takımdan 3 oyuncu yok. Yeni katılımlarla belki farklı bir boyuta geçebiliriz ama temel değişiklikler olmayacaktır. Sistem olarak çok büyük değişiklik yapmayız çünkü bu kafa da karıştırır. Biz sistemimizi oturttuk zaten. Daha çok koşmamız ve geçişleri çabuk yapmamız lazım. Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey bir kulvarda top kayıpları bize pahalıya mal olabilir. Tabii yarın ne olacak, kim gelecek bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.

Güneş, UEFA’ya bildirebilecekleri oyuncu sayısının 23’le sınırlı olduğunun ve bu oyunculardan 4’ünün alt yapıdan, 4’ünün ise Türkiye’de yetişmiş olma zorunluluğu bulunduğunun hatırlatılması üzerine, “Bunlar sorun. Sayımız az. Ne kadar konuşursak, eleştirirsek düzeltiriz. Her sorunu söylememiz, eleştiri olarak algılanmasın. Ligde de aynı durum geçerli. Tolga Zengin’e bir şey olsa, yedek kaleci olarak alt yapıdan biriyle çıkacağız. Çünkü iki yabancı kaleciyi kadroya alamıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, basın toplantısının ardından bir süre ayakta mensuplarıyla sohbet eden Güneş, transfer beklentileriyle ilgili olarak, esprili bir şekilde, “Levent’te yol üzerinde bir su satıcısı var. Her gördüğünde, ‘Hocam stoperle ve santrafor al.’ diye bağırıyor. O bile bunu söylüyor. Kendim için istemiyorum. Alalım da o da rahatlasın” diye konuştu.