Sülyeman Seba ve genç bir muhabirin şahit oldukları..

Ne zaman Seba’nın adını duysam kahverengi takım elbisesiyle valinin yanında oturan ve “Bu çocuk kim” diye bakışları gelir gözümün önüne.

Çok da matah insanlar değiliz ama gece vicdanımız dile gelmiyorsa bu da Seba’nın yeşerttiği terbiyeyle alakalı. Mekanın cennet olsun başkan.

Biz de onun istediği personel gibi olmaya çalıştık.
Millet binlik yemek faturasını verirken 5-10 liralık taksi fişini masraf yazmaya utandık

Belki çalışırken hata yaptığımız zamanlar oldu ama en azından kulübün bir haram lirasını sokmadık boğazımızdan. Çok çalışan vardı böyle.

Kimliğinin fotokopisini kulübün makinasından çeken birini “Git dışarıda çektir” diye azarlayıp kovmuş mesela. Beyt-ül mal hassasiyeti gibi.

Bir şey söyleyecek diye biraz korktum açıkçası.
O kadar insanın arasında bakışları cümleye dökülse özgüvenim büyük darbe yerdi herhalde.

İlk kez orada göz göze geldim Süleyman Seba’yla.
“Bu çocuğun ne işi var burada” bakışını odada olanlardan bir tek ben anladım galiba.

O dönemki İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Süleyman Seba’yı ziyaret edecekmiş.
Tam gidecektim, bunu duyunca vazgeçip beklemeye başladım.

Yıllar sonra o kapıdan kulübün bir çalışanı olarak girmek nasip oldu.
Onunla çalışan büyüklerimiz anlatırdı Seba’nın hassasiyetlerini.

Belki çalışırken hata yaptığımız zamanlar oldu ama en azından kulübün bir haram lirasını sokmadık boğazımızdan. Çok çalışan vardı böyle.

O zamanlar Fulya’ya idmanlara da kaçıyorduk ama koskoca Beşiktaş başkanın odasına girmek.. İnanılmaz bir şeydi o yaştaki bir çocuk için.

Hüseyin Eroğul

13 Ağustos 2016

Süleyman Seba – Mekanın Cennet olsun