BİZ NE İHTİLALLER GÖRDÜK, SESSİZ SEDASIZ.. Bekir Birincioğlu 12 Eylül’ün darbe sabahını yazdı

Yıl 1980 Eylül ayının 11’i, günlerden Perşembe.. Günaydın gazetesinde çalışıyorum her şey normal güle oynaya gazeteyi bitirdik baskıya girdi kontroller yapıldı, mesai bitti görevi gececi arkadaşlara devredip evin yolunu tuttum. Karagümrük’te Karadeniz büfede Abdullah’tan 70’lik rakımı aldım, meydana inip balıkçı Ahmet abiden taze istavritleri kaptım, manav Hüseyin’den de kıvırcık, taze soğan, kırmızı turp’u da alarak soluğu evde aldım…

Benim kayınbirader Atatürk havaalanın da güvenlikten sorumlu astsubay  eşiyle birlikte geldiler yarın nöbetim var bu gece demlenelim diyerek bir ufak rakı’da o kapıp getirmiş. Balıkları kızattık, salata yiyin beni der gibi masanın üzerinde, neyse çoluk çocuk güle oynaya yemek yedik, ne radyo dinledik ne de televizyon izledik, boş rakı şişelerine bakıp “yav iyi içtik” diyerek gülüyoruz.

Saat 23.00 civarın da kayınbiraderler kalkıp gitti ben de o çakır kafa ile yatıp kaldım…
Sabah oldu, yani 12 Eylül Cuma, saat 08.30 kalkıp camdan dışarı baktım in cin top oynuyor bu saatte cadde ve sokaklar cıvıl cıvıl olur ama aklıma bir şey gelmedi tabi.
Giyindim çıktım akşamdan kalmayım ya bir de sokakların sessizliğine dikkat bile etmedim Edirnekapı otobüs durağına 50 metre kala karşımda bir askerin “dur, kımıldama” komutu ile buz kestim “hayrola, ne oldu” dememe kalmadan iki asker daha geldi diz çöktürdüler.
Ulan ne oluyoruz diye kendi kendime sorarken dört kazıklı bir Baş çavuş geldi, “ne işin var sokakta, kimsin, nesin, necisin” diye sorguladı kimliğimi gösterdim durumu anlattım “yan sokakta oturduğumu” söyledim, kayınbiraderin ismini falan verdim neyse, baş çavuş insaflı çıktı hemen eve dön sokağa çıkma dedi ve “ihtilal oldu kardeşim ihtilal” diye ilave etti.

Eve girdim nefes nefese hanım ne oldu diye sordu bende “ihtilal olmuş” dedim, hemen telefonla gazeteyi aradım santralda her nasılsa gazetede kalıp eve gidememiş idare amiri “Sezai Selçuk” vardı durumu anlattım servise bağladı Necip Zincirkıran servis şefimdi, hemen görevli kartı ile bir araba gönderdi.

Velhasıl, onu diyeceğim biz ne ihtilaller gördük sessiz sedasız, öyle 15 Temmuz gibi herkesin ayakta olduğu saatler de değil. Sabaha karşı “güm” diye gelirdi asker, dur durak bilmez alıp alıp götürürlerdi…. ( Ast subay olan kayınbiraderim bile ihtilalden habersizdi, gece saat 02.10 da askeri bir araç gelip almış havaalnına götürmüş)

İHTİLALİN ARDINDA KALANLAR:

650 Bin kişi gözaltına alındı, 171 kişi işkencelerle öldürüldü, 517 kişiye idam cezası verildi bunlardan 50’si idam edildi, 927 bin Basılı yayına yasak konuldu, 39 Ton Gazete, dergi, kitap yakıldı, 2 Milyon’a yakın kişi fişlendi, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, hapisanelerde bir çok tutuklu açlık grevi sonucunda yaşamını yitirdi…

Bekir Birincioğlu