43 yıl önce çektiği fotoğraf Kitap Fuarı’nda karşısına çıktı. “İtiraf ediyorum. Çapayı Rumlara taşıttım” diyen efsane gazeteci Faik Kaptan’dan nefis bir gazetecilik anısı. Bakın, geminin çapasını taşıtmış ama neden taşıtmış?!

İTİRAF EDİYORUM…
ÇAPA’YI RUMLARA TAŞITTIM.

Tam 43 yıl önce çektiğiniz bir fotoğraf Beylikdüzü’ndeki bir Kitap Fuarı’nda karşınıza çıkarsa tabi ki mutlu olursunuz.
Fuarda karşıma çıkan bu gazetedeki haber 17 Mart 1976’da yayınlandığına göre, demek ki bu olaya en az bir hafta önce gittim. Kıbrıs’ta Hürriyet Muhabiri olarak görevliydim.
Kıbrıs yurt dışı olduğu için Dış Haberler Müdürlüğüne bağlıydım. Şefimiz de Allah sağlık versin Sevgili Aykut Güven’di.
Aykut abi bir gün bana Karpas burnun da bir geminin karaya oturduğunu söyledi ve gidip çekmemi istedi.
Ben kendisine Lefkoşa’dan Karpas burnuna yaklaşık 200 küsur kilometre yol olduğunu git gel bir İstanbul Ankara arası olduğu söyledim. O ısrarla gitmemi istiyordu.
Çaresiz bu uzun yola gittim.
Karpas Burnu’nda Hristiyanlar için kutsal bir mekan olan Apostol Andreas Klisesi vardı.
Boğaz bölgesinden Karpas’a geçmek yasaktı.
Zira o dönemde orada çok sayıda Rum’un oturduğu köyler vardı.
Ancak benim serbest geçiş kartlarım olduğu için rahat gidebiliyordum.
Neyse uzatmayayım yol üzerinde Magosa Hastanesine uğrayıp önce yaralı gemicileri çektim.
Olay yerine vardığımda Karpas Burnuna yakın bir kayalık bölgeye çıkan gemiyi gördüm.
Etrafta kimsecikler yoktu.
Oturup yarım saat kadar hem dinlendim, hem gemiye baktım hem de nasıl haber yapabilirim diye düşündüm.

RUMLAR TÜRKÜ SÖYLÜYORDU

Biraz sonra yolun karşı tarafında tarlada çalışan birkaç kişi gördüm.
Yanlarına yaklaşınca Rumca türkü söylediklerini anladım.
O anda aklıma biraz aspar kokan bir fikir geldi.
Gemi karaya doğru giderken kaptan belli ki demir atmış.
Ancak geminin burnu karaya çıkmış fakat çapa suyun içinde kalmış.
İşte bu çapayı bu Rumların yardımı ile karaya çıkartabilirsem,
“Hem karaya çıktı, hem de karaya demir attı” diye haber yaparım dedim.
Tabi bu fikrimi oradaki Rumlara söylemedim.
Gayet güzel Türkçe biliyorlardı.
Sadece kendilerinden çapayı sudan çıkarmak için yardım istedim.
Biraz çekinseler de kabul ettiler. İçlerinde birisi yaşlıydı.
Üç kişi benimle geldi ve dört kişi paçaları sıvayıp denize girdik, biraz zorlukla da olsa çapayı kıyıya taşıdık.
İstediğim olmuştu.
Kendilerine teşekkür ettim, hatta isterlerse fotoğraflarını çekebileceğimi de söyledim. Ama kabul etmediler ve tarlalarına döndüler.
Evet, 43 yıl sonra itiraf ediyorum.
Haberin güçlenmesi için böyle masum bir eyleme başvurdum.
Denizdeki çapayı karaya Rumlara taşıttım.
Aykut abi bana rahmetli Nezih Demirkent’in fotoğrafı çok beğendiğini ve birinci sayfadan verilmesini istediğini söyledi.
Evet dostlar,
bu gazetecilik böyle bir meslek.
İtiraf ettiğim gibi ben o çapayı Rumlara taşıtıp karaya çıkartmadan sadece geminin resmini çekip gönderseydim, inanın haber iç sayfalardan bir yerde belki girerdi.
Ama şimdi birinci sayfadan gayet güzel kullanılmıştı.
Şimdi o gazete biraz sararmış ta olsa tam 43 yıl sonra Beylikdüzü’nde Sahaflar Fuarı’n da karşıma çıktı.
10 lira verdim o eski gazeteyi aldım ve arşivime koydum.
Fotoğraf bakınca da bu anı aklıma geldi.
Ara sıra bu tür itiraflar güzel oluyor.

Faik Kaptan

Hürriyet – Kara çıkan gemi demir attı – Faik Kaptan