YÜZ KIZARTICI SUNUMLAR…
İzlememiştim, haber verdiler de geri dönüp kayıttan izledim.
Geçen hafta yaşanmış bir olay. Bir CHP’li milletvekili 15 Temmuz darbesinden “AKP darbesi”, ya da “iktidarın darbesi” diye söz etmiş. Kastı da “Kontrollü darbe” yani bir yığın unsura soruya açık ve net yanıt verilmediği için, üzerine kasten sis perdesi örtüldüğü, sadece hamasete (tankın bilmemneresine atlet tıkamışlar da destan yazmışlar) boğulduğu için için “Arkasında bir hinlik mi var acaba?” sorularına yolaçan bir olay” demeye getiriyor.
Der ya.. Ya da “demeye getirir” ya.. Demokrasilerde, farklı hadiselere farklı fikirle ya da yorumla yaklaşmak yasak olmamalı. Sana ne? O da ya da CHP de öyle değerlendiriyor olabilir.. Sen de (birileri de) çıkar “hinlik olmadığını” kanıtlar. Ya da sorulara yanıt verirsiniz. Öyle iddialarda bulunanları utandırırsınız. Var mısınız?
Cumhurbaşkanı, Başbakan, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı gelir soruları yanıtlar ve cevap verirler. Slogan atmakla önüne geleni FETÖ’cü olarak damgalamakla çözülmez bu işler.
Bu, işin bir yanı..
Ama daha vahim bir yanı daha var.. Bu iddiaları dile getiren kişi, konuştuğu TV programında sunucu hanım kız tarafından “kabaca ve saygısızca” susturulmaya çalışılıyor.. “Ama bu çok ağır bir itham, Çok ağır bir itham sayın……” diye ağzı kapatılmaya çalışılıyor.
Tipik bir “tırsık, yandaş, köle” tavrı. Aynen, darbeden bir kaç gün sonra Profesör Nurşen Mazıcı ‘nın susturulması ve stüdyodan saygısızca kovulması gibi. Zaten sunucu da aynı sunucu.
Hiç utanmıyor musunuz? Yayıncılık tarihinde böyle anılacak olmak, sizi hiç rahatsız etmiyor mu hanımlar-beyler?
Zafer Arapkirli
