Söylemeden duramayacağım. “Keşke yeniden gelsen, hiç gitmesen” , “Yine çık gel Samsun’dan” gibi ifadeler sinirlendiriyor beni.
Daha ne yapsın adam, koca vatanı kurtarmış, temizlemiş, paklamış, yenilemiş, yazısından tut kıyafetine kadar. Çiftçisinden tut sanatçısına, doktorundan tut öğretmenine, köylüsüne dek hepsini ayrı ayrı övmüş, onore etmiş, insanca şartlar yaratmış her meslek grubu için.
Dünyada daha Avrupa’nın birçok ülkesinin gündeminde bile yokken seçme seçilme hakkı vermiş kadınlara.
Tutmuş çocuklara bayram hediye etmiş yahu, ötesi var mı?
Hukuku adil davranarak öğretmiş.
Doğa sevgisini, bir sap çiçeğin açmasını bir koca savaşı kazanmakla bir tutarak.
Merhameti , bir iğde ağacı kesildi diye utanmadan, mertçe ağlayarak.
Vicdanı, askeri doymadan kendisi sofraya oturmayarak…
Yetmemiş, Gençliğe Hitabe’yi yazmış.
O da yetmemiş, oturmuş Nutuk’u yazmış.
Gayet detaylı yol haritasını bırakmış yani.
Hala çıksın gelsin diye bekliyorsak hiç bir şey anlamamışız demektir.
Köy Enstitüleri ile ilgili o meşhur anektod vardır hani. Mecliste saldırıyorlar Milli Eğitim Bakanlığı’na. Şikayet de şu :
“-Orada okuyan tüm köylü çocukları kendini Atatürk sanıyorlar”
Efsane bir cevap veriyor Hasan Ali Yücel, “Elbette öyle olacak” diyor. ” O çocuklarının her birinin birer Atatürk olması umudumuzdur.”
Anlıyor musunuz canım kardeşim?
Atatürk gelmeyecek artık.
Ama senin bir Atatürk olma zamanın geldi.
Bugün lütfen nolur buna niyet et.
Bige Güven Kızılay
Kaynak: Facebook
