İnsanları “Çakır”laştırmayın.. Hep birlikte izledik.. Zafer Arapkirli yazdı

İNSANLARI “ÇAKIR”LAŞTIRMAYIN…

Hep birlikte izledik.
Galatasaraylı Yasin, topu (son derece nizami biçimde) omuzu ile indirip golü attıktan sonra, “Türkiye’nin-Avrupa’nın-Dünyanın en iyi hakemi” diye idol haline getirilen ve haketmediği bir tanrılaştırılma düzeyine çıkarılan bir hakem, düdüğü çalmadan önce gidip Yasin’e soruyor “El var mıydı Yasin?..” diye..
Hem kendini, hem de hakemlik mesleğini imha etti bir anda.

Hakemlik mesleğinde bir çığır açıyor.

Sonra da, rakip takıma son derece tartışmalı bir penaltı vererek maçta denge sağlıyor. Zaten ardından da Karabük durumu 2-1 yaparak maçı kazanıyor.

Bu maçın özeli, her maçın özeli ayrı tartışılabilir. Her maçta hata olur, gözden kaçan pozisyon olur, basiret bağlanır vesaire.. Karabük de dünkü maçı kazanmayı hak etmiştir. Orası ayrı konu.

Benim demek istediğim bambaşka bir şey. Cüneyt Çakır nam hakem, Türkiye’de “hak edilmemiş idolleştirme”nin, Türkiye’de “Çok kolay şöhretleştirme”nin, Türkiye’de “paldır küldür kült haline getirme”nin en tipik örneklerinden biridir.

Herkesçe malum bağlantılar ve ilişkiler ağı ile Avrupa’nın ve Dünya’nın üst düzey müsabakalarına itelenen ama Türkiye’de istisnasız her yönettiği maçın içine eden, hak edilmemiş şöhretini kalkan edip yaptığı işi eline yüzüne bulaştıran bir hakem bozuntusudur.

Yazının en başında, dünkü Galatasaray maçını örnek verdim. Ben bir BEŞİKTAŞK’lıyım. Fenerbahçeli çoğunluğun da bu adam hakkında benzer şeyler düşündüğünü biliyorum.

Kimse bana kalkıp da “Abi madem hiç kimseyi memnun edemiyor. O zaman adamın haklı olması lazım değil mi?..” demesin. Futbolu gerçekten bilen her Allahın kulu, Cüneyt Çakır’la ilgili aynı şeyi diyecektir.

Ders olsun.
Kimseyi Çakır’laştırmayın.
Yani böyle kolayca “Top Level” kokartı takmayın.
Standardı düşürürsünüz. Ondan sonra, iyisi yetişmez bu ülkede.
Zaten, yetişmiyor da..

Zafer Arapkirli