Çarşı izni.. Ne demektir bir bilseniz..

Zafer Arapkirli

ÇARŞI İZNİ…

Ne demektir bir bilseniz.
Ah bir bilseniz. Özellikle kadınlarımız bir bilse bunun bir genç delikanlı için ne anlam ifade ettiğini?

Bir kere, hafta içinde birliğinde bir “faul” yapıp da o iznin iptal olma ihtimali bile uykularını kaçırır insanın. Hafta sonu geldiğinde, sizi çarşıya götürecek araçları bile camdan “hasretle” kesersiniz.

Çarşı’ya vardığınızda, adeta bir “Maldiv tatili” gibi gelir size o sivil ortam. Kadınlı, kızlı, çocuklu, normal giyimli insanların arasında olmak. Bir iki genç kızla göz göze gelip kesişmek, belki de yavuklunla, sözlünle, nişanlınla, karınla, sıladaki çocuğunla ananla babanla rahat rahat telefon görüşmesi yapabilmek.

Hele bizim zamanımızda böyle cep telefonu filan da yoktu. Gizlice (yasaktı çünkü) bir yere eşek yükü ile ilave paralar ödeyerek, fısır fısır bir sesle evimizi aramak nasıl bir “bonus”tu, bilemezsiniz.

Kışla yemeğinin haricinde yenecek bir değişik sandviç, bir hamburger, bir dilim pasta, bir farklı gazoz (kışla kantininde hep aynısı vardır çünkü) bile “Paper Moon Sofrası” etkisi yapar insanın ruhunda.

Askeri İnzibat’a yakalanmadan yapılacak her türlü “kaçamak”, işlenecek her türlü “günah”, adrenalindir-mutluluktur, bir haftalığına depolanacak.

O duygularla binmişti o karayağız delikanlılar o otobüslere, alçak bombacının hedefi olmadan bir kaç dakika önce.

Askerlik yapmış olanlar daha iyi anlar bu yazdıklarımı.
Ruhlarınız şad olsun çocuklar.

Zafer Arapkirli