Bahriye Üçok neden öldürüldü.. Okursanız, anlarsınız..

”Ben, tarihte Araplarla Türklerin sıkı ilişkileri olduğu dönemleri ibretle incelemişimdir.
Araplar, özellikle Halife Mutasım zamanında; doğudan, Türk ellerinden savaş tutsağı olarak ya da satın alarak ülkelerine getirdikleri Türk gençlerini sınır boylarında İmparatorluğun silahlı bekçileri olarak kullanırlar, kendileri de Dicle üzerinde meşalelerle donanmış müzikli sallarda “Bin bir Gece Masalları”na konu olan bir yaşam sürerlerdi; rahattılar, emniyetteydiler, çünkü.

Bugün Arap dünyasının manzarası ortadadır, sınırlarında güvenliği sağlayacak savaş yeteneği güçlü jandarmalara ihtiyaçları var.
Bu nedenle Atatürk Ulus­çuluğunu, Türk milliyetçiliğini yani ulusal benliğimize kavuşma yolundaki büyük çabalarımızı engelleyip, bu çabalarımızı “dinden uzaklaşmak” gibi yorumlayarak/yorumlatarak bizi Atatürk’ün gösterdiği yoldan saptırmanın çarelerini aramaktadırlar.

Onlar, bu umutlarını güçlendirecek en kü­çük fırsatlara bile büyük önem verirler.
Bunlardan biri bizi öz dilimizden ve alfabemizden uzaklaştırmaktır.
Dil ve yazı, bilindiği üzere en etkili araçlardır.”

Dr. Bahriye Üçok