’12 Eylül… Babamı götürüyorlardı.. Morarmış ellerinden ve acıyan her zerrenden öpüyorum…’ Ferit Demir Yazdı

12 Eylül…
“Eylül” ismiyle kaç kitap yazılmış bilmiyorum..
Ancak onlarca kitap vardır..
Kimi şiir kitabı..
Kimi roman..
Kimi anı olarak yazmıştır…
Aslında en romantik aydır…
Aşkların Alevlendiği ..
Yüreklerin ateşlendiği aydır…
Eylül…
12 Eylül 1980 darbesi olunca..
Eylül kitaplara bile konu olamaz oldu..
Eylül hafızalarda işkence oldu..
Eylül hafızalarda idam sehpası oldu..
Eylül hafızalarda zulüm oldu…
Ve Eylül hafızalarda Kenan Evren’i hatırlatınca…
Nazarımda bütün ihtişamını yitirdi…
Aslında Dersim’de her ailenin bir 12 Eylül anısı vardır..
Hepsi de işkence zulüm ve zindandır…
Kime sorsanız 12 Eylül zulmüne dair bir acı anısı vardır…
12 Eylül Darbesinden birkaç ay sonraydı…
Köye Beyaz bir Toros geldi…
İçinde 4 kişi indi..
Doğruca bizim eve yöneldiler….
Evin giriş salonunda oturuyordu babam…
Mustafa demir sen misin diye seslendi içlerinden biri…
Babam ayağa kalkarak evet dedi..
Evini arayacağız dediler..
Babam kimsiniz dedi..
Polisiz dediler..
Diyarbakır’dan geliyoruz..
Seni götüreceğiz….
Babam sessizce ve sekin bir şekilde peki dedi..
Evi aradılar …
Sonra Hadi Mustafa Demir gidiyoruz dediler…
Babam ortada öylece yürüdüler yola kadar..
Köylüler evlerin pencerelerinde gizliden bakıyordu…
Anam Beyaz Toros taksiye kadar yalvardı..
Yapmayın etmeyin götürmeyin deyip feryat etti..
Dönüp bakmadılar bile..
Sonra Babamı beyaz Toros’a bindirdiler..
Toros’un kapısında Babam anneme dönerek;
“Kome here mal kaytı zariyan ve taa navi mın berdıdın metırs” dedi..
Kumru eve git, çocuklara sahip ol ben bir şey yapmadım korkma bırakırlar beni dedi.
Ve Beyaz Toros yola düştü..
Son bir kez dönüp baktı bizlere ve gözden kayboldu…
Babamı Diyarbakır zindanına götürmüşlerdi…
Tam 40 gün zulüm gördü Diyarbakır zindanlarında..
40 gün habersiz kaldık..
Ne zaman gelir tahmin bile edemedik..
Dile kolay 40 Gün işkence..
40 gün küfür ve hakaret…
ve 40 gün aç susuz…
40 gün sonra babamı bıkatılar..
Suç yamalayamadılar…
Ne ettilerse boşuna ..
Sonra babam bir kış günü gece yarısı çıkıp geldi..
Hepimiz yatakta fırladık..
İnanmadık babamız mı diye..
Bıyıkları kesilmişti..
Saçı sıfıra vurulmuştu..
Elleri mosmordu..
Yüzü çökmüştü..
Sabah olduğunda köylüler geldi…
Onlar sordu babam anlattı.
Yaşadıklarını günlerce anlattı bitiremedi..
40 Gün boyuca işkence ve zulüm görmüştü…
Bir anısını aktarayım size..
Diyarbakır zindanında 15 günmüş..
Her gün belli saatlerde belli insanlar gelip gözaltındakilere sistematik işkence yaparmış..
Kapı açılmış..
Babam dahil hücrede bulunan 6 kişi ayağa kalkmış…
3 kişi içeri girmiş..
Ellerinde 1 metre boyunda kalın sopa var…
Sırayla dövmeye başlamışlar herkesi..
Babamı kenara çekmiş kısa boylu işkenceci bir polis…
Vücudunun her yerine vurmuş sopayla…
Sonra Aynı yerde gözaltında bulunan Babamın yeğeni Haşim’i getirmişler..
Mustafa Demir bu adamı tanıyor musun?
Evet yeğenim..
Ne iş yapar;
Kooperatifte çalışır…
Devrimci mi?
Evet Devrimci..
Vay sen misin devrimci diyen..
sonra bir Polis seslenir Haşim Amcanı iyi izle evlat der…
Ve sonra o kısa boylu Polis ver gücüyle babama sopayla vurur..
ve Sopa sırtında ikiye parçalanınca vaz geçer…
Sonra Haşim’e döner Polis Amcan dirençli mi diye sorar..
Haşim Tükürür polise ..
İnsan değilsiniz der..
Sonra Haşim’i çıkarırlar Hücreden….
Ve Polis döner Babama..
Dua at sopa kırıldı..
Yoksa kemiklerini tam kıracaktım…
Babam polis7e aynen şunu söyler;
İnsanda onur gurur olmadıktan sonra her şeyi yapar..
Sende ana baba sevgisi olsa bunları yapmazdın..
Benim ailemde kimse babası yaşındaki adama el kaldırmaz..
Ancak Elini öper…
Aramızda bu fark var der…
Bunu duyan Polis bu kez tekme tokat girişir babama..
Yani 40 Gün işkence ile geçer…
Babam kin tutmazdı..
Beddua hiç etmezdi..
Tek isteği vardı…
Ölmeden Kenan Evren’in sürünerek öldüğünü görmek istiyordu…
Göremeden veda etti bizlere..
Ama biz evlatları Kenan Evrenin Ölümüne şahit olduk..
O Rezilce Ölümüne şahit olduk…
Benim Babam onuruyla gururuyla hayata veda etti..
Kenan Evren Binlerce insanın ahını alarak..
Binlerce insanın bedduasını alarak öldü…
Darbe ;
Zulümdür..
İnsanlık suçudur..
İşkencedir..
Hukuksuzluktur…
Ve darbe aşağılıkça bir harekettir…
12 Eylül darbesinde katledilen, işkence gören , zulme uğrayan ve bugün aramızda olmayan o yürekli insanların anısı önünde saygıyla eğiliyorum…
12 Eylül Darbesini nefretle lanetliyorum…
Güzel babam;
Morarmış ellerinden ve acıyan her zerrenden öpüyorum…

Ferit Demir