Mutfakta yangın var… Yerel seçim yaklaşırken gazeteci Eray Erollu siyasilere hatırlatmada bulundu

MUTFAKTA YANGIN VAR

31 Mart 2019 pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri, politikacılar kadar vatandaşı heyecanlandırmıyor. Bir seçmen olarak ben de heyecan duymayanlardanım. Politikacılar birbirlerini karalamaktan başka bir şey yapmıyor. Bir seçmen olarak duymak istediklerimi ne yazık ki duyamıyorum.

Bir belediye başkan adayı da çıkıp “Mutfaktaki yangını biliyoruz. Sizin nelere göğüs gerdiğinizin farkındayız. Tarlada 2 lira olan ürünü markette 8 liraya alıyorsunuz. Biz bu soyguna son vereceğiz” diyemiyor. Diyen de nasıl yapacağını açıklayamıyor. Ben bir seçmen olarak bunu duymak istiyorum.

Bunu yapmak çok zor olmamalı. Belediye bütçesi varsa bir kaç kamyon satın alabilir. Yoksa da kiralar. Patates mi alacak. Çiftçi ile pazarlığını yapar. Patatesi 1.5 liradan mı aldı. Nakliye giderlerini üzerine koyar. İşçi masrafları da ekleyip her gün açık olan belediye pazarına yığar. Kilosunu 2.50 liradan satar. Kar bile eder. Markette 4 ila 6 lira arasında değişen patatesi seçmenine ucuza yedirir. Bunu soğanda, meyve çeşitlerinde, sebzede yaptığını düşünün. Bu belediye başkanı hangi partiden olursa olsun oyları toplayacağı gibi halk kahramanı gibi muamele görür.

Çözüm fiyatı yüksek olan patlıcan, biber gibi sebze ile bazı meyvelerin satışını marketlerde satılmaması olmamalı. Çiftçiye ucuz mazotu verirsen maliyette düşeceğinden ürün ucuzlayacaktır. Aynı ve kalitedeki ürünü 5 ton alan market ile 500 ton alan market arasında da fiyat farkı olması doğal. Ekonomist değilim ama alınan ürünün miktarı ne kadar fazla olursa fiyatta o derece ucuzlar.

Paralı poşet uygulamasına halkın tepkisi bitmek bilmiyor. Kiminle konuşsam bin ah işitiyorum. Bir alış-veriş merkezinin arka kapısında arkadaşımla buluşacaktım. Büfeden çay alıp banka oturdum. Yanıma da yaşlı bir kadıncağız geldi. “Bu poşeti paralı yapanlara hakkımı helal etmiyorum” dedi. Elindeki 2 poşet için kendisinden 50 kuruş kesildiğini, oysa doğada yüzde yüz çözündüğü için incecik olduğunu söyledi.

Derin bir nefes alıp yırtılmadan 200 metre gitmesinin bile mucize olduğundan bahsetti. Gerçekten haklıydı. Poşetten memnun değilse iade etmesinin hakkı olduğuna değindim. Poşetini açıp içinden aldığı çöp torbasını gösterdi. Gözleri doldu ve ağzından şu kelimeler döküldü. “Şişli’de oturuyorum. Aldığımız 2 kuruş emekli maaşıyla kocam ve ben geçinemiyoruz. Hergün Mecidiyeköy Meydanı’na yürüyüp Halk Ekmek alıp evime geliyorum. Bazen halim olmuyor. Ertesi günün de ekmeğini almak zorunda kalıyorum. Paralı olmadan önce de marketten 3-4 tane fazla poşet alıyordum. Yolda yırtılanla değiştiriyordum. Kalanını da çöp poşeti olarak kullanıyordum. Şimdi bir de çöp poşeti parası ödemek zorundayım” dedi.

2 metre yanımızdaki bankta oturan 40 yaşlarındaki kadın da muhabbete dahil oldu. “Zengin ülkeyi terk ediyor ama market bunun farkında değil. Böğürtlenin kilosu kaç liradır?” sorusunu yöneltti. “Yaşlı kadın bana mı sordun?” deyince “İkinize de” dedi.

Yaşlı kadın “50 lira” yanıtını verdi. “Ne yaptın anne ya” dedim. Çocukluğumuzda dikenlerin üzerinde çıkan meyveden bahsediyoruz. Annemizin dikiş kutusundan aldığımız makasla kesip kilolarca yediğimiz meyveydi. Tahminimi 20 lira olarak beyan ettim.

BÖĞÜRTLEN CEP YAKIYOR

Bu sırada beklediğim arkadaşım geldi. Öpüştük. Bir kaç dakika beklemesini rica ederek kadına kimin tahmininin yakın olduğunu sordum. Gülerek kaybettiğimi ama hanımefendinin tahmininin de çok uzak kaldığını ifade etti. Gülümseyerek 70 lira yanıtı çıktı ağzımdan. Kadıncağız 200 küsür lira deyince şok geçirdim. “İnanmazsanız gidin bakın” dedi. İyi günler dileyerek ayrıldım.

Ardından da cep telefonumdan marketin sitesine girerek böğürtlenin fiyatına baktım. Dondurulmuşu tazesine göre çok daha hesaplıydı ama yaşı 125 gramlık paketlerde tanesi 25.95 liraya satılıyordu. Bir de bu indirimli fiyatıydı. Kilosu 207 lira 60 kuruştu. Gözlerime inanamadım. Arkadaşım neye baktığımı sorunca başımdan geçenleri anlattım. Ve “kim alır” sorusunu yönelttim.  Anında cevabı verdi: “Hamile olan kadın aş erdiğinde gör bak kocalar nasıl sıraya giriyor” dedi. Geliri yüksek olan kesim de alabilirdi. Yaşlı kadının geçim savaşı ile böğürtlenin kilo fiyatı yaşam standardı arasındaki farkı gözler önüne seriyor. Canı çeken olduysa Çınarcık’ta yol kenarlarında bol miktarda mevcut. Hem de ücretsiz. Sadece toplarken dikenlere dikkat etmeniz gerekir. Aksi halde vücudunuz ve kollarınız çizik içinde kalır.

Eray Erollu

Kaynak sayfa:
http://www.bekman.tv/yazarlar/eray-erollu/mutfakta-yangin-var/138/?fbclid=IwAR3g8vA5UwhwyrqVWf6xRDYzeb-3NhrZ-clqI1kc6UxncKBAc2e1aLTKMsY