Hulusi Kentmen hiç bu kadar güzel anlatılmamıştı..

“Dürüsttü…
Namusluydu…
Şerefliydi Hulusi Bey…”

HULUSİ BEY…

Kimilerinin dedesiydi…
Kimilerinin babası…
Ama herkesin “patronuydu” Hulusi Bey…
Ne grev, ne lokavt…
Hele hele işten çıkarma…
Asla olmazdı onun fabrikalarında…

Kızları vardı Hulusi Bey’in…
Türkan, Fatma, Filiz, Hale…
Bazen de bütün mahalle…
Ve hepsi güzel, hepsi de birbirinden şahane…

Ama oğulları hergeleydi Hulusi Bey’in…
Tarık, Kemal, Müjdat, Halit…
Zevcesi ise annemiz, teyzemiz Adile Naşit…

Adamın dibiydi Hulusi Bey, kare kökü…
Hak yemez, yedirmez…
Eğilmez, bükülmez…
Kimseciklere de eyvallah etmez…

Öfkesi yamandı, tokadı şaha kalkmış Küheylan…
Kaşları Mustafa Kemal, bıyıkları Yavuz Selim…
Ama o yüreği…
Tam bir pamuk şekeri…

Dürüsttü…
Namusluydu…
Şerefliydi Hulusi Bey…
Cennet sinemamızın en bahtiyarı…
Çocukluğumuzun tonton ihtiyarı…

Aslında çakı gibi askerdi Hulusi Bey…
Beyazlar içinde bir “Bahriyiyeli”…
Belki olamadı Kaptan’ı Derya…
Ama ne batarken gemisini terketti…
Ne de saraylara gidip “selfi” çektirdi…

Adamdı Hulusi Bey…
Adamın dibi, kare kökü…

ADNAN SÖKMEN

adnansokmen