Gezgin gazeteci Asım Güneş “sanal alemin” gerçekten ‘sanal olduğunu’ yazdı. Meali: 1.176″ arkadaşım var ama bi halta yaramadılar

1.176. Yazıyla binyüzyetmişaltı. 
Ne mi bu? Facebook’ta arkadaş sayım. Takipçi filan deme ukalalığına girmeyeceğim. Ben bu listeyi arkadaş listesi olarak görüyorum. Kimi uzak, kimi yakın arkadaş. Kimi arkadaşımın arkadaşı. Neyse bir şekilde tanıdık ve tanıştık işte.
Bir hafta-on gün önce bir konuda yardım istemiştim. Hayvanlara yardım eden bir arkadaşım için. Hatırlarsınız Yasemin Topoğlu. Masraflara yetişemiyor diye.

Şimdi yukarıdaki rakamın yüzde 10’una yabancı arkadaşlarım postu anlamadılar desem, yüzde 10’u yeni arkadaşlar o kadar samimi değiliz desem (ki yardımcı olmak için samimi olmaya gerek yok), yüzde 10’una maddi imkanları yok desem (ki söylediğim rakam 10-20 tlydi), yüzde 10’da mesajı görmedi saysam, yüzde 10’da başka sebepler olsa geriye kalıyor yüzde 50.
Yani kaba bir hesapla 600 kişi.
Ama tam beklediğim olmuş. 0 yardım. Yazıyla sıfır.

Ne diyeyim ki artık. Şikayet etmeye, sinirlenmeye filan hakkım yok. Kimse yardım etmek zorunda değil tabiki. Sonuçta herkesin kendi bileceği bir şey.

Nasıl olsa sosyal medyada, sanal alemde paylaşımlarımızla bu konularda ne kadar duyarlı olduğumuzu sürekli gösteriyoruz. Gerçek yaşamda birşey yapmaya ne gerek var.

Misal 10 Kasım’da attır bi Atatürk resmi, paylaş bir Kemal Atatürk imzalı söz, haydi olduk Atatürkçü maşallah,
Paylaş bir Deniz Gezmiş ya da Che resmi ya da Nazım dizesi, hoop olduk devrimci vallah,
Profil resmine ekle bir ‘Adalet’ ya da ‘Hayır’ yazısı, muhalifin kralıyız alimallah,
Paylaş Alakır’da yaşam mücadelesi veren çiftin postunu, olduk mu şimdi çevrecinin alası inşallah,
Attır bir, hayatını sokak köpeklerine adamış Gökçer Korkmaz postu, ohhh hayvanseverin önde gideniyiz evvelallah.
Yani diyecek bir şey yok. Herkesin kendi tercihi. Benim merak ettiğim sanal olan, sosyal medya mı biz miyiz?

Not: Lütfen bana bundan sonra “Bir şeye ihtiyacın var mı?” diye sormayın.
Sizden gelecek yardım Allahtan gelsin.

Asım Güneş