Bütün kötülüklerin anası 12 Eylül diktatörü. “Fotoğrafı Tacettin Çebi çekti. Solumdaki Can Dündar, görünmeyen Cüneyt Arcayürek, Yalçın Doğan, Yavuz Donat”. Musa Alioğlu yazdı

Bu fotoğrafı 12 Eylül’den birkaç ay sonra mesai arkadaşım Tacettin Çebi çekti.
Solumdaki Can Dündar, görünmeyenler ise Cüneyt Arcayürek, Yalçın Doğan ve Yavuz Donat idi.
Musa Alioğlu

11 Eylül Perşembe günü çok yoğundu. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit 12 Eylül Cuma günü Trabzon’a gelecek ve miting yapacaktı. 40 yakın CHP Milletvekili ve bir çok yabancı gazeteci Trabzon’daydı.
Haber takibini bitirip Boztepe Yokuşu İran Caddesi’ndeki eve geldiğimde yorgu argın yatmıştım.
Sabah namaza kalkıp tekrar yatmayan rahmetli babamın kalk demesiyle uyandım.
“Kalk ingilap oldu” deyince hemen yataktan fırlayıp, pencereden sokağa baktım.
Sırtlarında dev ve eski model sahra telsizleri olan askerler, süngü takmış vaziyette dolanıyorlardı.
Çömez bir gazeteci adayı olarak, sokağa çıktım.
“Gir içeri” komutuna rağmen, “gazeteciyim komutanın kim” diye sordum.
100 metre aşağıda bir üsteğmene doğru yürüdüm.
Kimliğimi gösterdim, “gazeteye gideceğim” dedim. Bir şey demedi.
Böylece tek tek cevap vere vere Özgür Otel’e geldim.
Dünkü hareketlilikten eser yoktu.
Milletvekilleri otelin lobisinde sessizce oturuyordu.
Ortada kapakları açık iki bavul dolusu tabanca vardı.
Oradan çıktım Gazipaşa Caddesi’ne doğru yöneldim.
Gazeteye gitmeden, o zaman ki Genel Yayın Sorumlusu olan Yusuf Sinan Tanyıldız’ın (Halen Hürriyet Gazetesi Çukurova Bölge Temsilcisidir) evinin kapısını çaldım.
İçeriden “kim o diye” seslendi.
“Aç abi benim, ihtilal oldu” dedim.
Uyku mahmurluğu ile “Git lan komünist. Zaten aradığınız bu” dedi.
İnanmış olacak ki, “sen geç gazeteye ben geliyorum” dedi.
Gazeteye geçtik, o zaman bağlı olduğumuz Hürriyet Haber Ajansı’nın 22249 nolu hais tr numaralı teleksinden Hürriyet’ın Genel Müdürü rahmetli Nezih Demirkent imzalı bir not geldi. “Harekat emir komuta zinciri içinde yapılmıştır. Askeri makamlardan gelen emirlere riayet ediniz” diyordu.
Daha sonra tam sayfaya yakın “Ecevit Trabzon’da” manşetini taşıyan gazetenin tamamı sessizce imha edildi.
Trabzon’daki şahsi arşivinde bir tane var diye hatırlıyorum.
Aklımda kalan yüzlerce hatıradan en çok zoruma giden, çok yakın arkadaşlarımızın fotoğraflarını gazeteye koymak zorunda kalmamızdır. 37 yıl sonra ancak bunları yazabildim.

Musa Alioğlu