‘Bilgi yok, fikir var’! Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabında, Madonna’yı anlattığını düşünüyor! Kitap 1943’te yazılmış

Bu olay üzerine sosyal medyada atılan bazı mesajlar şöyle oldu:

“İlber Ortaylı: Cahillik hiç ayıplanacak bir şey değildir, hatta cahil tutarlıdır kendi içinde. Kötü olan yarı cahillerdir…” 

“Bu bir şaka olmalı! Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabında, Madonna’yı anlattığı düşünülüyor…”

Ünlü gazeteci Aşk Doktoru Mehmet Çoşkundeniz de sosyal medya hesabından “Bu arada Madonna Louise Veronica Ciccone’un hayatını anlatan bir kitap yok da kendi yazdığı SEX diye pornografik foto dolu bir kitabı var” diye mesaj attı…

Kim çıkartıyor bunları TV’lere…
Sabahattin Ali “Kürk Mantolu Madonna” kitabını 1943 yılında yazmış.

Ekrandaki kadın Madonna’yı anlattığını sanıyor.. Kadıncağız ciddi ciddi söylüyor bunu..
Bir de “kitabı okuduğunu” söylüyor. “Kayda değer bir şey yok” diyor diğer kadına..

—————————————–

Cumhuriyet Gazetesi ise ekrandaki cehaleti şöyle verdi:

TV8’de Kürk Mantolu Madonna cehaleti

TV8’de yayınlanan Jess Molho, Funda Özkalyoncuoğlu ve Sena Keçeli’nin sunduğu ‘Aramızda Kalmasın’ programında skandal yaşandı. Funda Özkalyoncuoğlu ve Sena Keçeli, Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri Kürk Mantolu Madonna’nın dünyaca ünlü pop şarkıcısı Madonna hakkında yazıldığını söyleyerek skandal bir gafa imza attılar.
Programda Jess Molho, Funda Özkalyoncuoğlu ve Sena Keçeli Sabahattin Ali’nin ‘Kürk Mantolu Madonna’ kitabının sinema filme uyarlanacağı haberini konuşmaya başladı.Funda Özkalyoncuoğlu ve Sena Keçeli kitabın ABD’li dünyaca ünlü şarkıcı Madonna hakkında yazıldığını sanarak yorum yapmaya başladılar.Kitabı okuduğunu iddia eden Funda Özkalyoncuoğlu ‘kitabın uyarlanması Madonna üzerinden olacak’ iddiasında bile bulundu.Programın diğer sunucusu Jess Molho kitabın 1943 yılında yazıldığını söyleyerek durumu toparlamaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Keçeli ve Özkalyoncu ‘Madonna o zaman var mıydı yaaa?’ cümleleriyle konuşmaya devam etti.
___________________________
Ekrandaki zavallılığı seyredin ve gülün…

1

2

mehmet

 

Bilmeyenler için söz konusu kitabın içeriği! 1940-1943’te yazılmış

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yayımladığı bir romanıdır. İlk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 (çıkmadığı günler: 8-10,14,15 Ocak 1941) tarihinde “Büyük Hikâye” başlığı altında 48 bölüm olarak yayınlanmıştır. Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna’yı ikinci kez askerlik yaptığı Büyükdere’de çadırda yazmış ve günü gününe gazeteye yetiştirmeye çalışmış, romanı yazdığı günlerde attan düşüp sağ kol bileği çatlayınca, kolunu tenekede ısıtılan suya koyup yazmaya devam etmiştir.

Romanın baş karakterleri Maria Puder ve Raif Efendi’dir. Raif Efendi içine kapanık, melankolik,sessiz ve dış dünyaya uyum sağlayamamış bir karakterdir. Hayatı boyunca birçok şeye boyun eğmiş, haksızlığa uğradığında bile buna karşı koyamamıştır. Sevmediği bir kadınla evlenmiştir, bir ailesi vardır. Kendi hayatına kendi yön verememiş, başkalarının istediği bir insan olarak hayatını sürdürmüştür. Hayatında gerçekten yaşadığını hissettiği sadece bir anısı olmuştur ve bunu günlüğüne aktarmıştır.

20’li yaşlarında babasının isteği üzerine gittiği Berlin’de, sanata olan ilgisi sayesinde bir sanat galerisine gider. Galerideki tablolar arasında bir sanatçının otoportresini görür ve tablodaki kadını hiç tanımamasına rağmen platonik olarak aşık olur. Bu tablo onda daha önce hiç hissetmediği duygular uyandırır. Raif Efendi tablodaki portrenin, Andrea Del Sarto tarafından yapılmış “Madonna delle Arpie” isimli tablodaki Madonna’nın portresine benzediğini düşünür. Tabloya o kadar hayran olur ki fırsat buldukça tabloyu görmeye gider, fakat başka gözlerin onu takip ettiğini farketmez. Artık ritüel halini alan bu tabloyu seyretme seansınlarından birinde bir kadın onun yanına gelir. Bu kadın, tablonun sahibi olan sanatçı Maria Puder’dir. Maria, Raif’in tabloya olan hayranlığının farkındadır. Raif ise başta onun kendisiyle alay eden biri olduğunu düşünür. Tablonun sahibi ile konuştuğunu öğrenince ise dünyası bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde değişir.

Maria’nın karakteri Raif’e göre daha dominanttır. Kendisinin bir erkek gibi özgür yetiştiğini, canı ne isterse onu yaptığını Raif’e anlatır. Hatta Raif’i de çok naif bulduğunu dile getirir. İkisi bu özellikleri sayesinde birbirlerini tamamlarlar ve uzun süren bir arkadaşlık başlar. Raif Maria’yı çok sevmektedir fakat Maria’nın kendisine olan hislerinden emin olamaz. Yine de onun her istediğini yapmaya çalışır. İkisi beraber rüya gibi günler geçirirler fakat her zaman olduğu gibi bu romanda da hikayenin sonu kötü biter. Bir gün Raif, babasının öldüğünü öğrenir. Havran’a dönme kararı alır. Maria ile burada mektuplaşmaya devam edecektir. Birkaç mektuptan sonra, Maria’nın mektupları kesilir. Raif bunu hayra yormaz ve Maria’nın kendisinden sıkıldığını, vazgeçtiğini düşünür. Raif’in asla bitmeyecek olan kasvetli günleri burada başlar. Sevmediği bir kadınla evlenir. Ancak mektupların kesilmesinden tam on yıl sonra Raif, Maria’nın akrabasını Ankara’da görür. Ondan da Maria’nın öldüğünün haberini alır. Üstelik Maria’nın mektuplarında sadece “iyi haber” olarak nitelendirdiği gerçeği de o anda öğrenir. On yıl önce Maria, Raif ile kız çocuklarını dünyaya getirdikten bir hafta sonra koma halinde ölmüştür.

Ölümünün yaklaştığını anladığında, bu güzel günleri kaydettiği defterinin yakılmasını genç iş arkadaşından rica eder. Genç iş arkadaşı da Raif Efendi ile ilgili bu gizemi çözmek ve onu daha yakından tanıyabilmek için defteri okur.

  • Raif Efendi: Asıl kahramandır. Raif Efendi romanın genelinde kendi halinde, sessiz, sakin, ahlaklı ve sıkıntılı olduğu zamanlarda başkalarına belli etmeyen birisidir. Ancak bu sessizliğinin ardında bir kadına duyduğu sevda gizlidir.
  • Maria Puder: Raif, Maria’yı yani Kürk Mantolu Madonna’yı tutkulu bir aşkla sevmektedir ve tüm yaşamında sadece onunla olduğu zaman diliminde ruhen yaşamıştır. Maria Puder, Berlin’deki Atlantik adındaki barda şarkı söylemektedir. Orada çalıştığı yıllar boyunca erkekler hakkında edindiği bilgi ve tecrübelere dayanarak hepsinin güvenilmez olduğunda karar kılmıştır. Kendini ne kadar zorlarsa zorlasın, kimseyi sevemeyen birisidir. Kimseyle çok yakınlaşmaktan hoşlanmaz. Raif Efendi’nin ona aşık olduğuna inanması ve hislerine karşılık vermesi oldukça uzun sürmüştür. Hem Raif Efendi hem de Maria Puder yıllardır aradıkları kişiyi bulduklarını düşünmüşler ve aşka inanmaya başlamışlardır.
  • Rasim: Raif Efendi’nin iş arkadaşı. Raif Efendi’nin gizemini çözmemizi sağlayan karakter. Kişisel özellikleri Raif Efendi’ye benzer.

Eserin ana fikri

Sabahattin Ali, ”Dünya’nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!… Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” sözleriyle açıklamıştır.

Kaynak: Wikipedi